006_ZEKA, AKIL ve BİLGELİK farklıdır
İyi haftalar,
Sevgi, sağlık, mutluluk ve huzuru bütünün hayrına hayatına çektiğin ve çevrene yansıttığın harika bir hafta olmasını diliyorum.
BİLGELİK OKULU adlı ücretsiz haftalık dergimin yeni sayısında tekrar beraberiz.
Bu hafta ZEKA, AKIL ve BİLGELİK farklı mıdır bunu sorgulayarak yeni bir haftaya başlayalım.
“Akıl yaşta değil baştadır” – Atasözü
Günlük hayatta sözcükler ve kelimelerle iletişim kuruyoruz ve kelimeler Mevlana’nın sekiz asır önce “sen ne söylersen söyle, söylediğin karşıdakinin anladığı kadardır” sözüyle bilgece bahsettiği gibi herkesin kendi algı filtrelerine göre farklı algılanır. Bugün dünyada 7,8 milyar insan yaşıyorsa, 7,8 milyar farklı, biricik, özel bakış açısı, algı filtresi var demektir.
Bu kötü bir şey değil. Evren de böyle işliyor zaten. Her şey BİR ve TEK olan Tanrı’nın farklı tezahürleridir. Latince bir terim olan “e pluribus unum” ile anlatıldığı gibi buna “çokluktaki teklik” diyoruz.
Kelimelerin hayatımızdaki yeri ve farklı insanlar tarafından farklı anlaşılması 20nci yüzyıl filozofları tarafından derin incelenmiştir. Söylensin veya söylenmesi, yazılan her kelime de duyan kulakların sahip olduğu gören gözler tarafından farklı algılanır. Hatta bazen algılanamaz bile; aynı “bilgeliğin dudakları anlamayan kulaklara kapalıdır” Hermetik deyişiyle Kybalion’da vurgulandığı gibi.
İnsanların eğitim geçmişleri, belli olaylar, koşullar, hayat üstünde düşünüp düşünmemeleri, hayatı anlatan önemli sözcük kalıpları ve kelimeler üstünde tefekkür edip etmemeleri de yazı ile iletişimde algımızı etkilemektedir. Ve bunun da ötesinde herkesin çocukluktan günümüze tüm yaşadığı deneyimler, izlenimler ve fikirler vasıtasıyla duyduğu ve okuduğu şeylerin onda yarattığı duygular vardır ki bunlar da farklı deneyim, geçmiş, izlenim ve fikirlerden ötütü değişir.
Bu yüzden de 100 kişiye “zeka-akıl-bilgelik nedir? Aradaki fark nedir?” diye sorsak 100 kişi de farklı cevap verir. Çoğu insan günlük yaşamda bu 3 kelimeyi aynı anlamda kullanır. Zor bir matematik problemini çözen kızına annesi “çok zekisin” der. İnsanları kırmadan zor bir durumu idare eden kişiye çevresindekiler “ne zeki adam yahu” der. Çevresi ve hayatla uyumlu olan ve kendisini ve çevresini ışıkla donatan bir insana “ne akıllıdır o insan” derler. Hiçbir örnekte de doğru şekilde kullanım yoktur.
Felsefe yapanlara çoğu insan uçuyorlarmış gibi bakar, ama felsefe kelimelerin doğru anlamda kullanılarak, hayatın ve kendimizin doğru tanımlanması, anlatılmasına da yarar. Zeka dediğimiz şey insan bedeninin bir parçası olan beynin genetik miras ve doğum sonrası bebeğin karşılaştığı deneyim zenginliği ile elde ettiği bir beceridir. Belki de bir hediyedir. Ancak akıl zeki olsun ya da olmasın o beynin nasıl kullanıldığı ile ilgilidir. Bir Ferrari’yi iyi kullanan sürücü de vardır, çarpa çarpa kullanıp mundar eden de. Akıl, zeka kapasitesinin NASIL kullanıldığı ile ilgilidir ve hayatımızdaki başarının anahtarıdır. Zeki bir insan başarılı olabilir ama kalıcı başarıyı sağlayamaz. Bilgelik ise akıldan da ötedir, farklıdır o. Akıllı bir insan zekasını doğru kullanıyor olabilir, ama erdemlerle donatmadığı sürece bilge olamaz.
Erdemler Batı ve Doğu felsefelerinde antik çağlardan beri filozofların üstünde durduğu önemli konulardan birisi oldu. Ancak çoğu modern insan için erdem kelimesi Yüzüklerin Eefendisi filminde Gandalf karakteri gibi ulvi kişilerin sahip olduğu ulaşılmaz insan özellikleridir. Ancak bu yanlış. Erdemler herkesin idrakına ve kullanımına açıktır. Erdemlere sahip olmak zordur, emek ister, zaman ister, sebat ister, düzenli çalışmak ister, öz kontrol ister. Ama bir kere sahip olundu mu da erdemler insanın koluna taktığı çıkmaz altın bilezikler olur.
İşte bu yüzden zeka, akıl ve bilgelik farklıdır. Belki basit bir kelime oyunu gibi görünüyor ama bu 3 kelime insanın bilmek-yapmak-olmak olarak tanımlayabileceğimiz tekamül yolundaki 3 ana kapıyı temsil eder. O yüzden anlamak ve bu yolda ilerleyip kendini bulmak ve aşmak isteyeni kendini bilmek isteyen bu farkı anlarsa kazanır.
Sevgiler,
Kenan Kolday

Kadim Hint öğretisinde ve Antik Mısır’da önemli yeri olan Lotus Çiçeğini ele alalım bu sefer.
Lotus Çiçeği, ruhsallığı, maneviyatı ve temizliği simgeleyen en hoş çiçeklerinde başında geliyor. Yağmur ormanlarının kirli sularında çiçek açan lotus çiçeği, güzelliği ve saflığı ile budizm ve hinduizm gibi inançlarında sembolü olmayı başarabilmiştir. Bununla birlikte birçok eski medeniyet içinde lotus çiçeği, kutsal sayılır. Özellikle Antik Mısır’da lotus çiçeğine fazlasıyla değer verilirmiş.

UNSPLASH adlı ücretsiz resim sitesinden David Cohen’i resmidir.
Lotus çiçeğini özel kılan bir diğer detay ise çiçeğin yetiştiği bölge oluyor. Bilhassa bataklık, çamurlu arazi gibi alanlarda yetişen lotus çiçeği, yetiştiği kirli ortama rağmen temiz kalabiliyor. Üzerine konan tek bir toz zerresini bile temizleyebilen lotus çiçeği, bembeyaz bir güzellik ile karşısına çıkanları selamlıyor.
Doğulular ayrıca lotus çiçeğini, insanın üç bilinç aşamasından geçtiği tekâmülünü yani
cehalet, gayret ve kavrayış evrelerini göstermek için kullanırlar. Lotus çiçeğinin
toprağın, suyun ve havanın yani üç elementin içinde mevcut oluşu gibi insan da maddi,
entelektüel ve spirütüel alemlerde bulunur. Kökleri çamur ve bataklığın içinde olan
bitkinin suyun içinden geçerek, büyüyüp sonunda ışıkta ve havada çiçek açması gibi,
insanın ruhani tekâmülü de temel arzu ve eylemlerin karanlığından hakikat ve
kavrayışın ışığına doğrudur. Su ise ruhun spiritüel aydınlanma aşamasına varmak
mücadelesinde, geçmek zorunda olduğu sürekli değişen yanılsama dünyasının bir
sembolüdür. Gül ve onun doğulu karşılığı lotus, bütün güzel çiçekler gibi, kişinin
gerçekleşmesini ve ermeyi temsil eder: doğulu tanrılar işte bu yüzden lotus çiçekleri
üzerinde otururken resmedilirler.
Ve işte bu yüzdendir ki Buda’ya sen tanrı mısın, insan mısın diye sorduklarında şöyle cevap vermiştir?
“Lotus çiçeği nasıl suda yetişir, suda büyür, suyun üstüne yükselirse ve durursa dik ve tertemiz, ben de dünyada büyüdüm, dünyayı aştım, dünyanın kirlerinden arınmış pak olarak yaşıyorum.”
Lotus ayrıca mısır sanat ve mimarisinde evrensel bir motif olarak kullanılırdı. Birçok
tapınağın çatıları ebedi bilgeliği gösteren lotus sütunlar üzerinde dururdu; dini
törenlerde sık sık kendini gerçekleştirmenin ve ilahi imtiyazın sembolü olan lotus başlı erk asası taşınırdı.
Brezilyalı bir doktora ait bu yazı...
Eğer hasta olmak istemiyorsan :
Duygularını anlat
* Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
* Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür.
Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
* Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir!
Karar Vermelisin..
* Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır.
* İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
* Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir.
* Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
Olduğundan Farklı Yaşama
* Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
* Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur.Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır.
Kabullen
* Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
* Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar.
* Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.
Çözümler Bul
* Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler.
* Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini üretir.
* Biz ne düşünüyorsak oyuz.
* Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
Güven
* Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.
Hayatı Üzgün Yaşama
* Mizah. Kahkaha. Huzur. Mutluluk. Bunlar sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir.
* Mutlu kişi yaşadığı çevresini geliştirir. “İyi mizah bizi doktorun elinden korur”.
* Mutluluk sağlık ve terapidir.
Dr. Dráuzio Varella
Bu haftanın içsel yolculuğunda sana yardımcı olacak soruları önceden çektiğim bir video ile sana iletmek istiyorum. Meksika’ya yaptığım iş seyahatincen dönerken çekmiştim. bu 5 soruyu iyice düşün ve defterine not et.
Hala bir not defteri edinmediysen bunu ihmal etme. O deftere yazdıkların gönlüne de nakşoluyor. Beynin odaklanıyor ve hatırlıyor. Blokajlarını fark ediyorsun. Fark ettikçe değişim için adım atıyorsun. Yazdıkça ve adım attıkça sen değişiyorsun. Kendinle yüzleşiyorsun.

UNSPLASH adlı ücretsiz resim sitesinden Fervant Jan’ın resmidir.
BRUCE LEE Çinli bir dövüş sanatçısı ve aktördü. İnanılmaz başarılar sergiledi. Sadece 65 kilo ağırlığındaydı:
175 kiloluk yumruk gücüne sahipti.
Bruce Lee iki elle arka arkaya yaklaşık 1500 şınav yapabilirdi,
Bir eliyle arka arkaya 400 şınav, bir elin iki parmağı ile 200 şınav,
100 bir elin başparmak ile. Bu rekor hiç kimse tarafından kırılmadı.
Haydi biraz bilim…
Hong Kong'daki bir üniversitede araştırmacılar, körlüğe geri dönebilecek 3D bir biyonik göz geliştirdiğini bildirdi. Önceki biyonik gözler, net olmayan görüş oluşturma eğilimi gösteren ve hızlı hareketi izleyemeyen 2D kamera benzeri sensörler kullanıyordu. Bu özel biyonik göz, insan retinasına benzer şekilde içbükey ve gözün fotoreseptörlerini taklit eden ışık sensörlerine sahip. Bu tasarım önceki biyonik gözlerden çok daha net görüş sağlıyor. Ve zamanla, daha sofistike sensörlerle, bu gözler gece görüşü gibi gerçek şeyde iyileştirmeler bile sunabilir.
ANTİK KÖKENLERİMİZE DAİRYENİ BİR KEŞİF
Çin'in Qinghai Eyaletindeki Baigong Dağı yakınlarındaki gizemli bir piramitte yakındaki bir tuzlu su gölüne giden borularla dolu üç mağara var. Göl yatağının altında ve sahilde de borular var. Demir boruların boyutları, bir kürdanda daha küçük. En garip yanı, yaklaşık 150.000 yaşında olmaları.
Skeptoid.com'dan Brian Dunning'e göre, Pekin Jeoloji Enstitüsü tarafından yapılan tarihleme, bu insanlar tarafından gerçekten yapılmışsa, bu demir boruların yaklaşık 150.000 yıl önce eritildiğini belirledi.
Ve insanlar tarafından yapılmışlarsa, sıkça görüldüğü gibi tarihin yeniden değerlendirilmesi gerekir.
Tarihleme, kristal mineralinin ne kadar süre önce güneş ışığına maruz kaldığını veya ısıtıldığını belirleyen bir teknik olan termolüminesans kullanılarak yapıldı. İnsanların bölgede son 30.000 yıldır yaşadıkları düşünülüyor. Bölgenin bilinen tarihi içinde bile, bölgede yaşayan tek insanlar, yaşam tarzı bu tür yapıları geride bırakmayacak göçebelerdi.
Biraz da dünyadan haberler…
Birçok firma uzaktan çalışmaya devam ettikçe, yeni işlere başlayanlar farklı baskılarla karşı karşıyadır. Takım arkadaşlarıyla bağ kurmak ve yönetim stillerini tanımak bir ekranın arkasında zor olabilir ve büyük toplantıların video görüşmesinde gezinmesi daha zordur. Bunu deneyimlemiş olanların bazı ipuçları vardır: Meslektaşları ile bireysel yakalamaların planlanması onları tanımayı kolaylaştırır; soru sormak iyi bir şeydir; ve iş dışı konuşma için zaman ayırmak önemlidir. İşverenler de bire bir kurarak ve çevrimiçi indüksiyon faaliyetleri ve hatta bir WFH hazine avı sunarak yardımcı olabilirler. Uzaktan yeni bir işe başlama deneyiminiz var mı? Hikayelerinizi aşağıdaki yorumlarda paylaşın.
Amerika’da bazı işletmeler Cuma günü ABD köleliğinin sona ermesinin kutlandığı Haziran'ın ilk yarısında şirket tatili yapıyor. George Floyd’un öldürülmesinin ardından Nike, Target, J.C. Penney, Uber, Lyft, Mastercard, Twitter, Vox Media, Spotify ve başka firmalar, 19 Haziran gününü ırksal adaletsizliğe karşı durmak için anma günü olarak belirlediler. Bu tarih 1865 yılında Birlik askerlerinin Teksas Galveston'a girdiği ve kölelere orada özgür olduklarını duyurdukları tarihti. Federal bir tatil olmasa da, çoğu eyalet bunu onurlandırıyor.
Erkan Öz’den klasik trend analizlerinden farklı olarak makro-ekonomik meta-tiyatroya dair değişik haberler duymak istersen aşağıya bak lütfen.
Bu hafta farklı konularda muhteşem sohbetler yaptık.
Ahmet Koçel ile DÖNÜŞTÜRÜCÜ LİDERLİK İÇİN KOÇLUK
Gülgün Sharafat ile SILVA ZİHİN KONTROL VE YAŞAM SİSTEMİ
Cihangir Gener ile MU MEDENİYETİ VE NAAKALLER
Lidia Selin Keskiner Mamacı ile REGRESYON İLE GEÇMİŞ YAŞAM TESİRLERİNDEN ARINMAK
Haftaya ve sonrasına farklı konularda farklı kişilerle INSTAGRAM CANLI YAYINLARIMIZ devam ediyor…
22 Haziran Pelin Burcu Kaplan ile Yoga ve Mindfulness
22 Haziran Duygu Öğüt ile Oneness Academy
23 Haziran Cihangir Gener ile Mu Medeniyeti’nin Kolonisi Uygurlar
24 Haziran’da Bahar Soysal ile Theta Healing
25 Haziran’da Meltem Onay ile Durumsal Liderlik
29 Haziran Başak Arpacıoğlu ile Tai Chi, Qigong, Zen ve Liderlik
30 Haziran’da Cihangir Gener ile Atlantis
1 Temmuz’da Yasemen Karaçay ile Mindfullness
2 Temmuz’da Prof.Dr. Hüsnü Erkan ile Kuantum Düşüncesi
2 Temmuz’da Prof.Dr. Jülide Kesken ile Ruhsal Liderlik
Takipte olmak istersen buraya bas
Haziran ayında 4 haftalık seriolarak verdiğim 4 serilik ücretsiz eğitimlerin sonucusu haftaya Salı günü.
Serinin 1nci webinarı KOZMİK TİYATRODAKİ YOLCUĞUMUZ’u 02 Haziran Salı günü yaptık. İzlemek için buraya basman yeterli.
Serinin 2nci webinarı İNSANIN FABRİKA AYARLARI’nı 10 Haziran Çarşamba günü yaptık. İzlemek için buraya basman yeterli.
Serinin 3nci webinarı YAŞAM AMACINIZI BULMAK ve KENDİNİZİ TANIMAK. Bu çalışmayı geçen hafta yaptık ama bilhassa videoya almadık.
4ncü webinar - ÖNÜMÜZDEKİ 50 YIL BİZLERİ NELER BEKLİYOR?
Geleceğin teknolojileri, dünyadaki fiziksel ve ruhsal gelişmeler neler? Yeni bir dünya nasıl olabilir? İnsanın bu yeni dünyada mutlu ve başarılı olması için ne lazım?
23 Haziran 2020 Salı, İstanbul saatiyle 20:00-21:00
Zoom toplantısı Katılım bilgileri ve teyit için buraya tıkla lütfen.
Daha güzel bir dünya için ancak paylaşarak büyüyebiliriz ve farkındalık büyümenin, gelişmenin, tekamülün ön şartı. Bülteni beğendiysen ve diğer dostlarımızla paylaşmak istersen SHARE tuşuna basman yeterli. Bundan sonraki bültenlerin sana otomatik olarak gelmesi için de SUBSCRIBE NOW tuşuna basabilirsin.
Hakikatin nuru fikirlerin çarpışmasından doğar.
Değerli katkı ve yorumlarını da bekliyorum. Haftaya görüşmek üzere.
Sevgiyle kal,
Kenan