007_Korkuyu Cesaret ile Yenmek
İyi haftalar,
Sevgi, sağlık, mutluluk ve huzuru bütünün hayrına hayatına çektiğin ve çevrene yansıttığın harika bir hafta olmasını diliyorum.
BİLGELİK OKULU adlı ücretsiz haftalık dergimin yeni sayısında tekrar beraberiz.
Bu hafta Korkuyu Cesaret ile Yenmek üstüne düşünere yeni bir haftaya başlayalım.
“İhtiyatla desteklenmeyen cesaret beş para etmez.” - Shakespeare
“Harikulade şeyler ancak içlerindeki bir şeyin koşulların üzerinde olduğuna inanma cesareti gösterenler tarafından yapılmıştır.” - Bruce Barton
“Onların peşinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir.” - Walt Disney
“Bir insan kendini adadığında ilahi taktir de o yönde hareket edecektir. Tüm olaylar diğer bir olayı desteklemek işin oluşur ve aksi taktirde hiçbir zaman ortaya çıkmaz. Bir akarsu boyunca oluşan tüm olaylar sadece bir karardan doğar. Hiçbir insanın hayal edemeyeceği tüm umulmadık durumlar, oluşumlar ve maddi destek bu şekilde elde edilebilir. Elinizden geleni ve hayal debileceğiniz herşeyi yapmaya hemen başlayın. Cesaret; deha, güç ve büyüyü de içinde saklar. Şimdi başlayın.” - Johann Wolfgang von Goethe
İnsan acı, endişe, kaygı ile gerçek potansiyeline ulaşmaktan kendisini alı koyar. Bunları yaşar, çünkü korkar. Çünkü başka bir şey öğrenmemiştir. Öğrendiğini uygulamaktadır sadece. Tepki vererek daha kötü olmasından veya elindekini kaybetmekten korkar.
İnsanın en büyük korkusu kaybetme korkusudur. İçimizdeki zıtlıkları zihinsel olarak birleştirirsek, içsel gücümüzün hayal edileni tezahür ettirmesine engel olan korkumuzu üstesinden geliriz. Bu da cesaret ve risk almakla olur. Eylemsiz bir cesaretten bahsetmiyorum. Önce zihinsel bir hazırlık gerekir ve sonra da o ilk rölanti halinden çıkmak için o ilk hareket başlar. Bu ilk hareket zordur, zira araba hareket halinden çıkınca onun bilinmedik bir yolda ilerlemesini yönetmek gerekir. Bilinmezligi yönetmek için gerçeklerle yüzleşmeye, bazen acı çekmeye ve hatta kaybetmeye hazır olmak gerekir.
Ama bu yolculuk sadece olumsuzluklardan bezeli değil ki. Korku nehrinin ötesinde bambaşka fırsatlar, ögrenmenin getirdiği bilgelik, deneyimin getirdiği özgüven tabanlı daha üst kalitede bir hayat var. “Kozadan Çıkan Tırtıl”ın hayatı bu. Özgürce uçan kelebeğin hayatı. Bu sizin hayatınız. Siz başkasının hayatını değil kendi hayatınızı yaşıyorsunuz ve tek bir hayatınız var. Hayallerinizi gerçekleştirmek için tek bir hayat, şimdiki hayat. Ne yapacaksanız bu hayatta yapacaksınız. Hem yarın ölecek gibi, hem de su kağlumbağası gibi uzun yaşayacakmış gibi yaşamalıyız. Tek başımıza değil sevdiklerimizle birlikte. Bu yüzden korkularla yüzleşmek ve aşırı analizin paraliz etmesine engel olalım.
Korkularımızın bizi hayallerimizden uzaklaştırmasına engel olalım. 80 yaşına gelip de keşke demek yaşanmamış bir hayat demektir. Robin Sharma’nın dediği gibi 20 yaş bedeninde olup da çoktan ölmüş çok insan vardır ve bu insanlar 80 yaşında bile keşke diyecek farkındalıkta olmadan rüzgardaki yaprak misali bir yaşam sonrası göçer, giderler. Ben böyle olmak istemiyorum ve farkındalığa sahip olan, uyanmış insanların da farklı düşündüğünü görmedim.
Bu kesinlikle ama kesinlikle bencil bir yaşam demek değil. Bu, kendi içinde mutlu insanın her zaman, herkesle ve her durumda mutlu olacağını söylemektir. Bu, kendindeki ışığı her gün artırarak başka mumlar yakmaya çalışarak bir hayatı geçirmek demek. Bu, bütünün mutluluğu için hizmet etmek, paylaşmak demek. Ama yine söylüyorum tüm bunları yaparken aileniz, sağlığınız, işiniz gibi sorumluluklarınızı arka plana atmadan yapmak en güzelidir. Sonuçta her şey denge ile alakalı. Her şey ölçüsünde güzeldir. Dengeden şaşmanın bedeli savurduğunuz bumerangı fark etmediğiniz bir yönden suratınıza çarpar bulmaktır.
Yolculuk hazineleri saklar ve sadece cesurlara açar kapılarını. Hatalar olacaktır ama bu da öğrenmek içindir. Statik olan ölüdür ve öğrenemez. Bu yüzden değişimi kabullen ve onu yönet. Sun Tzu’nun dediği gibi “değişmeyenle karşılaştığında sen değişir ol”. Aynı su gibi. Kadim Çin ve Japon felsefelerinde su çok sık kullanılan bir metafordur. Su akar ve her zaman yolunu bulur. Bir nehirde akarken taş çıksa önüne, durmaz, kızmaz, öfkelenmez ve o sabit taşın çevresinden dolanır, akar gider. Ama nehrin debisi ve akış hızı yeterince güçlüyse taşı söküp atar da. Farz edelim ki su bir bent ile karşılaştı. O zaman da durmayı ve sabretmeyi bilir. Su akmaya devam ettikçe suyun yüksekliği artar ve sonra bendi aşar, yine yoluna akarak devam eder. Hiç yükselmeden durduğu zaman bile toprağa nüfuz eder ya da bekler. Doğru an gelince yine akar gider. Ya da bir çatlak oluşmasını bekler ve o minik çatlaktan araya önce sızar, sonra uzun süre sonra o engeli patlatır. Su muhteşem bir semboldür ve evrendeki değişkenliği sembolize eder. Siz de bu yüzden su gibi olun.
Ey kendini gerçekleştirmek isteyen ışık yolcusu! Sen her daim hareket halinde ol; evrendeki yaşayan her şey gibi ve her şeyden, her andan, her durumdan öğren. Su gibi ol. Unutma! “Gezen kurt aç kalmaz” ve her şey her zaman olması gerektiği gibi olur. Her olanın arkasında bizim iyiliğimizi amaç edinen bir ilahi niyet vardır, çünkü her şey ileriye doğru tekamül eder ve her şey tekamül için vardır. Bu yüzden bir engelle karşılaştığında en büyük silahın cesaretindir. Korkular hayatındaki en büyük engelin olacaktır. Hz.İsa” önce kral ol, sonra krallık gelecektir” demiş. Kral olmak için kral gibi davranmak lazım, bunun için de kral gibi hissetmek. Yani içinde olmayan dışında da olamaz. Korkularını aşan kişi ise içinde kral olacaktır ve sonra içteki o muhteşem ilahi ışık dışarıyı aydınlatır. “Kaldır kendini aradan, çıksın ortaya Yaradan” işte bunu söyler.
Siz cesaretle tahtınıza oturmak için harekete geçtiğinizde Goethe’nin yukarıdaki sözde bahsettiği gibi tüm evren sizin yolunuzda ilerlemeniz için size kapılarını açar. Ama bu kapı dikensiz bir gül gibi olmayacaktır, zira her dikende sizi size buldurmak maksatlı bir sebep vardır. Sebep ortadan kalkınca zaten Nirvaya’ya varmış olursunuz, ama bu da bir başka yazı konusu...
Sevgiler,
Kenan Kolday
İzmir’den gökyüzü başkadır. :)
Ay, Jüpiter, Satürn ve Mars’ı 10 saat boyunca gözlemleyen ve videoya alanalan gönüllü turizm elçisi İsa Turan’ın 10 saatlik zaman dilimini 3 dakikaya sığdırdığı video izleyenlerin büyük beğenisini topladı. Gönüllü turizm elçisi İsa Turan, 6 Haziran’ı 7 Haziran’a bağlayan gece İzmir’den Ay, Jüpiter, Satürn ve Mars’ı görüntüledi. 10 saatlik zaman dilimini 3 dakikalık bir videoya sığdıran Turan’ın Karşıyaka sırtlarında çektiği görüntülerde, saat 23 sıralarında Ay'ın Dolunay halinde İzmir semalarında yükselişi ve peşinden Jüpiter, Satürn ve 03:03 te Mars'ın görüntüye girişi ile hepsi bir arada görünüyor.
Haydi bir hikayelerin okyanusundan iki damla bilgelik suyu içelim biraz.
Bir su fıçısı ve karınca
Birinci kişi içeri girer, fıçıya bakar ve fıçıda bir karınca görür. Karıncaya "su fıçısında ne işin var senin?" diyerek onu ezer ve karınca yok olur. Bu, BENCİLLİKtir.
İkinci kişi içeri girer, fıçıya bakar ve fıçıda bir karınca görür. Karıncaya "Evet cok sıcak bir gün, karıncalar için bile sıcak: hiçbir şeye de zarar vermiyorsun.. Haydi fıçımda otur bakalım der. Bu, HOŞGÖRÜdür.
Üçüncü kişi içeri girer, fıçıya bakar ve bir karınca görür. Ne kızmak gelir aklına ne de hoşgörülü davranmak. Fıçıda ki karıncayı görünce hemen bir avuç şeker uzatır. İşte bu SEVGİDİR. Ama Eros olanı değil, Agape diye adlandırılan karşılıksız sevgidir ki kaynağı ilahidir.
ÜÇ MAYMUN' UN GERÇEK HİKAYESİ :
🙈🙉🙊
Elleriyle gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatan üç maymun sembolü ülkemizde ''Üç maymunu oynamak'' diye bilinir.
Gerçeklere gözünü kapatıp başını derde sokmamayı, doğruları dinlemeden ve söylemeden kurnazlıkla aradan sıyrılmayı temsil eder.
Oysa üç maymunun simgelediği değerler bundan çok farklıdır.
Üç maymunun kökenleri, eski Japon Koshin Folk geleneklerine dayanır.
Japonca isimleri Mizaru, Kikazaru, İwazaru olan bu üç maymun, bilge maymunlardır.
- İki eliyle gözünü kapatan maymun Mizaru, kötü gözle bakmamayı simgeler.
-Kulaklarını kapatan Kikazaru'nun mesajı, kötüyü dinlememektir.
-Ağzını kapatan İwazaru, kötü söz söylememeyi öğütler.
Düşünmeye değer!
Üç maymunu sorumsuzluk ve kayıtsızlığın sembolü gibi mi algılıyoruz, yoksa edepli, ahlaklı olmanın bir yolu mu ?
Doç.Dr Şafak Nakajima......
Haberlerden birkaç bukle…
Dünya Sağlık Örgütü, salgının "hızlandığını" uyardı ve Pazar günü küresel olarak yeni koronavirüs vakalarında rekor 183.020 artışa işaret etti. DSÖ genel direktörü virüsün Güney ve Batı'da yayılmaya devam ettiği ve Güney Amerika, Güney Asya ve Orta Doğu'da ani yükselişlerle "yeni ve tehlikeli bir aşamada" olduğunu söyledi. New York Times, 81 ülkede vakaların arttığını ve diğer 36 ülkede azaldığını bildirdi.
İnsanlar iş ve kariyer fuarları için yerel kongre merkezlerine veya arenalarına gidemeyebilir, ancak bu, organizasyonları ve toplulukları yetenek arayan işverenleri teşvik etmekten alıkoymuyor. LinkedIn üyeleri ve işe alımcılar #GetHired'in en son baskısında sanal fuarların her şekilde ortaya çıktığını açıklıyor. Bir iş arayan kişinin deneyimi teknolojiye ve katılımcılara bağlı olarak birbirinden farklı olsa da, yine de mülakat yapmaya, bağlantı kurmaya ve potansiyel işverenleri araştırmaya hazır olmalıdırlar.
Apple CEO’su Tim Cook Pazartesi günü dijital bir açılış konuşmasında açıkladı. Intel ile olan ortaklığını gelecekteki Mac'ler için kendi işlemcilerini kullanmak lehine bırakıyor. Apple ilk olarak 2005 yılında Intel çiplerini kullanma planlarını açıklamıştı, ancak şimdi donanım üretimi üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmak istiyor.
Koronavirüs pandemisi, daha fazla insanı giderek şiddetli zihinsel sağlık sorunlarına maruz bıraktı. Kaiser Ailesi Vakfı anketine göre Amerikalıların yaklaşık yarısı krizin onlara zarar verdiğini ve yetişkinlerin üçte ikisi geçtiğimiz yıl bu zamana kıyasla daha fazla stres yaşadıklarını söyledi.
Big Tech şirketlerinde en üst sıralarda Siyah yöneticilerin sıkıntısı var: ABD Eşit İstihdam Fırsatı Komisyonu'ndan alınan verilere göre, 10 büyük teknoloji firmasında üst düzey görevlerde bulunanların sadece% 2,7'si Siyah.
Çin doları bırakmaya mı çalışıyor?
Bu hafta farklı konularda muhteşem sohbetler yaptık.
22 Haziran Pelin Burcu Kaplan ile Yoga ve Mindfulness.
Merkür retrosundan mı olsa gerek tüm gün yaşanan internet kesintileri maalesef video akışını etkiledi. Ancak muhteşem konulara değinildi. Sabredersen meyvelerini alacağına emin olabilirsin.
23 Haziran Cihangir Gener ile Mu Medeniyeti’nin Kolonisi Uygurlar
24 Haziran’da Bahar Soysal ile Theta Healing (benim doktor randevumun uzaması sebebiyle öteledik)
25 Haziran’da Meltem Onay ile Durumsal Liderlik
Haftaya ve sonrasına farklı konularda farklı kişilerle INSTAGRAM CANLI YAYINLARIMIZ devam ediyor…
29 Haziran Başak Arpacıoğlu ile Tai Chi, Qigong, Zen ve Liderlik
30 Haziran’da Cihangir Gener ile Atlantis
1 Temmuz’da Yasemen Karaçay ile Mindfullness
2 Temmuz’da Prof.Dr. Jülide Kesken ile Ruhsal Liderlik
Takipte olmak istersen buraya bas
Daha güzel bir dünya için ancak paylaşarak büyüyebiliriz ve farkındalık büyümenin, gelişmenin, tekamülün ön şartı. Bülteni beğendiysen ve diğer dostlarımızla paylaşmak istersen SHARE tuşuna basman yeterli. Bundan sonraki bültenlerin sana otomatik olarak gelmesi için de SUBSCRIBE NOW tuşuna basabilirsin.
Hakikatin nuru fikirlerin çarpışmasından doğar.
Değerli katkı ve yorumlarını da bekliyorum. Haftaya görüşmek üzere.
Sevgiyle kal,
Kenan