019_”Offf”layarak geçmez bu ömür. “Of” deme “ah” de.
İyi haftalar sevgili dostum,
Sevgi, sağlık, mutluluk ve huzuru bütünün hayrına hayatına çektiğin ve çevrene yansıttığın harika bir hafta olmasını diliyorum.
BİLGELİK OKULU adlı ücretsiz haftalık dergimin yeni sayısında tekrar beraberiz.
Bu hafta hayata hayret ve hayranlıkla bakmak üstüne düşünerek yeni bir haftaya başlayalım.

“Bize Sevgili’den gelen sıkıntı şeker gibi tatlıdır
Biliriz ki o sıkıntının içinde ne güzellikler saklıdır”
Hz.Mevlana
Farkında mısınız ne kadar çok fazla insanın sıkça hayatlarında "off"layarak yaşadıklarını. Elini masaya çarpmasına bile oflayıp puflar bazıları. Elinden düşen bardağa oflayarak kızar; sonra da kendine. Çeşmeden gelen suyun sıcaklığı hoşuna gitmez oflar puflar. Radyoyu açtığı an sevmediği şarkılar çıkınca kızar ve oflar. Bebek altına kaçırır, yine oflar, puflar, kızar.
Bir bakarsınız sevmediği, ona uymayan her şeye kızar, laf eder, oflar puflar hale gelmiştir birçok insan.
Bu tepkiler dışarıdan bakıldığında fazlasıyla otomatik ve basittir. Dışarıdan gelen etkiye kişinin düşünmeden verdiği tepkilerdir. Peki düşünmeyeceksek cüz’i irademiz ne olacak? Alışkanlıklar tabii ki hayatımızın bir parçası; ancak sorgulayalım, öğrenip, aşalım diye Allah akıl vermiş. Cüz’i irademizin ışığında sezgilerimizden aldığımız kuvvetle aklımızı kullanalım diye bize “OKU” ile el vermiş. O zaman Gurdjieff’in otomat olarak kastettiği et ve kemikten oluşan bir robottan fazlası olabilir insan.
Yani hayattan gelen etkilere otomatik tepki vermeden önce seçim hakkımızı, cüz’i irademizi kullanmak aklımızın özgürlüğünü kazanmamızı sağlıyor.
Peki o zaman ne yapalım?
Cemalnur Sargut diyor ki “of” deme, “ah” de. Oh şikayet, ah ise hayranlık ifadesi diyor. İnsanlar sıkça oflaya püfleye yaşayıp gidiyor.
Kesinlikle katılıyorum buna. Hayatta her şey güzel aslında. Her şey olduğu gibi güzel ve yalın. Olan her şey doğanın ona biçtiği görev kadar oluyor. Hindular "swadharma" diyor buna. Her varlığın evrende eşsiz bir yeri ve görevi var çünkü.
Doğayı farklı yorumlayan ve olanı iyi-kötü, güzel-çirkin gibi sınıflandırmalarla yorumlayan biz insanlarız. Bir hayvan akla sahip olmadığı için bu şekilde bir yargıya veya kanıya varmıyor.
Evet hayat olduğu gibi güzel. Hatta zor bile güzel. Her şey O’ndan çünkü. Bu Pollyannacılık değil. Çünkü Mülk O’nun. Oflaya puflaya kimi kime şikayet ediyoruz ki. Veren de o, alan da O. Yapan da, yaptıran da O.
İnsanlar oflayarak kendi içlerindeki o eşsiz potansiyeli ve seçme hakkını da bertaraf edip unutuyorlar ya, işte ona kızıyorum.
Şikayet ederek soruna çözüm bulmuyorlar ve seçim haklarını kullanmıyorlar ya, işte ona kızıyorum.
Hür ve özgür iradelerine ket vurarak olayların kölesi oluyorlar ya, işte ona kızıyorum.
Ve bu şekilde yaparak kendi engellerine takılıp ışıklarını içlerine görüyorlar ya, buna daha çok kızıyorum.
Kusura bakmayın aslında kızmak ne haddime, sadece acizane bir üzüntü bu. Zira herkes kendi seçimlerini yaşıyor yaşam dene bu tiyatroda.
Evet….Öyle çok kelimeyi basitçe kullanıyoruz ki farkına bile varmıyoruz. O yüzden oflayarak bu hayat geçmeyeceğine göre, hayatı bir köle olarak değil de aklı hür, vicdanı hür, kalbi hür olarak yaşamak insanoğluna bahşedildiğine göre, olaylar karşısında paralize olmayıp oflamayalım ve “ah” diyerek olanı olduğu gibi kabul edip, olanın içindeki mesajdan feyz almaya gayret edelim.
Sevgiler,
Kenan

EY ÖZGÜRLÜK…
Fransız şair Paul Eluard bir kadına aşık olur. Kararlıdır, onun için bir şiir yazacaktır.
Paris kafelerinde otururken cebinden çıkardığı kağıtlara hep o şiiri yazar.
Uzun bir şiir olacaktır bu. Dörtlüklerden oluşacak ve şiirin son dizesinde o çok sevdiği kadının adı olacaktır.
Bu sırada Naziler Paris’i işgal eder. İkinci Dünya Savaşı yaşanmaktadır.
Şiiri yazmaya devam eder ama bakar ki her yerde baskı, zulüm, işkence, tutuklamalar, sokaklarda şiddet gören, öldürülen insanlar..
Çok sevdiği ülkesi ve kenti işgal altındadır. Şiir biter ama son dizeye sevdiği kadının ismini yazmaya gitmez bir türlü eli. Çok ister ama yazamaz..
Onun yerine o sırada aşk’tan daha da tutkuyla istediği şeyi yazar: Özgürlük.
Bu şiirin M.C. Anday ve O. V. Kanık tarafından yapılmış çevirisi aşağıda..
Çok uzun yıllar sonra Zülfü Livaneli bu şiirden çok güzel bir şarkı yapar. “Ey Özgürlük” diye.
Konserlerinde çok istenen, herkesin coşkuyla dinlediği bir şarkı.
LIBERTE / ÖZGÜRLÜK
Okul defterlerime
Sırama ağaçlara
Kumlar kar üstüne
Yazarım adını
Okunmuş yapraklara
Bembeyaz sayfalara
Taş, kan, kağıt veya kül
Yazarım adını
Yaldızlı tasvirlere
Toplara tüfeklere
Kralların tacına
Yazarım adını
Ormanlara ve çöle
Yuvalara çiğdeme
Çın çın çocuk sesime
Yazarım adını
En güzel gecelere
Günlerin ak ekmeğine
Nişanlı mevsimlere
Yazarım adını
Gök kırpıntılarıma
Güneş küfü havuza
Ay dirisi göllere
Yazarım adını
Tarlalara ve ufka
Kuşların kanadına
Gölge değirmenine
Yazarım adını
Fecrin her soluğuna
Denize vapurlara
Azgın dağın üstüne
Yazarım adını
Bulutun yosununa
Kasırganın terine
Tatsız kaba yağmura
Yazarım adını
Parlayan şekillere
Renklerin çanlarına
Fizik gerçek üstüne
Yazarım adını
Uyanmış patikaya
Serilip giden yola
Hınca hınç meydanlara
Yazarım adını
Yanan lamba üstüne
Sönen lamba üstüne
Birleşmiş evlerime
Yazarım adını
İki parça meyveye
Odama ve aynaya
Boş kabuk yatağıma
Yazarım adını
Obur köpekçiğime
Dimdik kulaklarına
Acemi pençesine
Yazarım adını
Kapımın eşiğine
Kabıma, kacağıma
İçimdeki aleve
Yazarım adını
Camların oyununa
Uyanık dudaklara
Sükutun ötesine
Yazarım adını
Yıkılmış evlerime
Sönmüş fenerlerime
Derdimin duvarına
Yazarım adını
Arzu duymaz yokluğa
Çırçıplak yalnızlığa
Ölüm basamağına
Yazarım adını
Geri gelen sağlığa
Kaybolan tehlikeye
Hatırasız ümide
Yazarım adını
Bir tek sözün şevkiyle
Dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum
Seni haykırmaya
Özgürlük …
Paul Eluard
Çev. Melih Cevdet Anday – Orhan Veli Kanık
Ezoterik sohbetlerimiz devam ediyor.
Kısa haberler…
Websitemi düzenledim ve yakında açmayı planladığım eğitim ve seminerleri takip etmek istersen siteye göz atabilirsin.
Amazon’a 2 yeni kitap yükledim ve tanıtım amacıyla düzenlediğim kampanyaya istinaden 2ncisini ücretsiz indirebilirsin.
WRATH OF GOD, Tower of Babel
Bülteni beğendiysen ve diğer dostlarımızla paylaşmak istersen SHARE tuşuna basman yeterli.
Bundan sonraki bültenlerin sana otomatik olarak gelmesi için de SUBSCRIBE NOW tuşuna basabilirsin.
Hakikatin nuru fikirlerin çarpışmasından doğar.
Değerli katkı ve yorumlarını da bekliyorum. Haftaya görüşmek üzere.
Sevgiyle kal,
Kenan