031_Yılbaşı BEREKETİNİ kendinize çekin
Hayat sen istersen ana onu verir. Yeter ki, istemeyin bilelim.
İyi haftalar sevgili dostum,
Sevgi, sağlık, mutluluk ve huzuru bütünün hayrına hayatına çektiğin ve çevrene yansıttığın harika bir hafta olmasını diliyorum.
BİLGELİK OKULU adlı ücretsiz haftalık dergimin yeni sayısında tekrar beraberiz.
Bu hafta YILBAŞININ BEREKETİ üstüne düşünerek yeni bir haftaya başlayalım.
NOT - Aşaıdaki yazı 7 sene öncesine ait olup bilhassa bu yazının gelip geçici olmadığını, zamandan bağımsız her sene yapılması gereken bir uygulama olduğunu göstermek için yıllar değiştirilmeden yayınladım.
Yılbaşı BEREKETİNİ kendinize çekin
“Ne ekersen onu biçersin” - Anonim
Geçen sene bu zamanlarda 21 Aralık 2012 fenomeni geldi geçti, ama bir şey de olmadı. O zaman bugünlerde “şimdi ne olacak?” diye konuşuluyordu ve 2013 kapılarını açmıştı. İyisiyle, güzeliyle, zorluklarıyla 365 günlük koskoca bir yıl geride kaldı. Artık 2013’ü geride bırakıp 2014’e hazırlandığımız bu özel dönemde ben her senenin son haftasının çok bereketli olduğuna inanırım. “Senenin son haftasının bereketi ne olabilir?” diye sorduğunuzu işitir gibiyim.
Bir kere hayatta ne ekersek onu biçtiğimizi hatırlayalım. Hiç bir şey niyet-gayret-kısmet olmadan bize gelmez. Bu evrensel bir etki-tepki kanunudur, nedensellik ilkesidir. Bereketten kastım, yılın son haftasını 2013 yılına dair bir değerlendirme yapmak, bu hayattaki yaşam amacı ve misyonumuzu gözden geçirip hatırlamak ve bu misyon ışığında 2014 yılı planlarımızı yapmak. Yani buradaki bereket bitmekte olan bir yıla bakıp, tüm açıklığıyla değerlendirmek ve hayattan öğrendiklerimizin farkına varıp minnet etmektir. Ve sonra da 2014 yılını farklı gözlerle ve tam bir farkındalıkla daha iyi bir yaşam için planlamaktır. Bunu siz yapmazsanız kimse yapmaz. Ve bir şey yapmazsanız kendi hayatınızı değil, bir başkasının hayatını yaşarsınız.
Yaşam koşulları, çoluk çocuk, iş hayatı, para kazanmanın zorlukları, ekonomideki konjonktürel değişiklikler, sosyo-politik rüzgarlar arasında insanoğlu rüzgarın önünde bilinçsizce savrulan yaprak misali, bir o yöne, bir bu yöne rastgele salınır durur. Ve hayatının kontrolünün elinde olduğunu sanır. Çoğu insan havucun peşindeki tavşan misali dili dışarda koşuyor. Düşünmeden, düşünemeden koşuyor. Zekasını kullanıyor ama aklını kullanmıyor. Nasıl kullansın ki kendisinde olmayan aklını? Kullanamadığı aklı özgür olabilir mi? Özgür akla sahip olmayan birey farkında ve uyanmış olabilir mi? Kendini bilebilir mi? İşte bu yüzden Gurdjieff’in dediği gibi çoğu insan bu koşturmaca içinde uyuyor ve sadece hayat nehrinin önlerinden akıp geçen kısmını görüyor. Düşünemediklerinden dolayı, başka bir şey düşünmüyorlar. Nasıl bir illüzyondur bu Allah’ım? Göz önünde akan giden bu nehir, nasıl “bakan kör misali” insanlar anlamadan akıp gider? Kadim Hint felsefesi buna “Maya” demiş binlerce yıl önce.
Farkındalık sahibi olmak ve hayatının akışını kontrol edebilmek için ne olduğunu, nerede durduğunu, nereye gitmek istediğini, nasıl gitmek istediğini insanın bilmesi gerekir. Ve bu seyir sırasında beklenmedik durumlara karşı nasıl tepki verebileceğini kişinin öngörebilmesi iyidir. Bunun için de, seyrin farkında olmak ve ona kaptanlık etmekle işe başlamayı öneriyorum. Kendi hayatınızın efendisi olmayı öneriyorum. Maya’nın kölesi olmamayı öneriyorum.
2014 yılı 365 gün demek. Bu 365 gün hayatımızda birçok şeyler yapabileceğimiz büyük bir zaman dilimidir. Ancak zaman rölatiftir ve güzel zaman kolay geçer, yıllar yılları kovalar ve bir bakmışız ki geride kalan yıllar içinde yapmak istediklerimizin az bir kısmını yapmışız. Ya da yapmamışız ama ne enerji ne de takat kalmış geride. Zamanı iyi ve doğru kullanmak hayat amaçlarımızı gerçekleştirmek ve farkındalıkla mutlu bir yaşam için gereklidir. Bu yüzden de küçük ama tutarlı adımlarla her gün yolda ilerlemek gerekir.
İşe 2013 yılına dair bazı sorular sorarak başlamak iyi olur...
· Hayat amacım ne ve bu sene bunu gerçekleştirmek için ne yaptım?
· Bu sene neleri başardım ve neleri kutlamalıyım?
· Bu sene neler iyi gitmedi ve neyi farklı yapabilirdim?
· Bu seneki kazanımlarım ne oldu, hayattan ne öğrendim?
· Hangi iç dinamiklerim beni engelliyor, hangileri bana güç veriyor?
· Son 5 yıldır hayat bana neleri fısıldıyor öğrenmem için? Neler hayatımda öğrenmem için durmadan tekrar ediyor? Hangi zorluklar? Altta yatan mesaj nedir? Trend nedir? Neleri öğrenmem isteniyor? (Hepsi tek bir soru aslında)
· 2013 sonu itibariyle SWOT'um nasıldır? (Strengths, weaknesses, opportunities and threats - Güçlü yönler, gelişim alanları, fırsatlar ve tehditler). Bunu insanın 4’lü yönünü yansıtacak şekilde ve dengeli-uyumlu bir yaşam için fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal 4 alt kırılma koymakta fayda var.
· Hayattaki anne/baba, oğul, dost, patron, çalışan vs gibi rollerim neler ve her bir rolde etki ve başarılı mıyım? Mutlu muyum?
· En büyük hayatımı ızdıraba çeviren sorunlarım neler?
Aşağıdaki 4 soru size nerede olduğunuzu gösterir...
· Hayatımda neleri başarmak istiyorum ve 2014'te bunu başarmak için neler yapmalıyım? Yine fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal 4 alt kırılmda düşünmek faydalıdır.
· Hangi becerilerimi geliştirmeli, hangi eğitiimleri almalıyım?
· Hangi erdemleri kazanmalıyım?
· Kimlerden feyz alabilirim? Kimler bana rol model olabilir?
· Kişisel dönüşümün anahtarı alışkanlıklarınızı değiştirmektir. Alışkanlıklarımı olumlularla değiştirmek için hangi ritüelleri uygulamalıyım. Ritüel derken mistik ve ruhani dini veya kült ritüelleri kast etmiyorum. Ritüeller her gün aynı şekilde tekrar ettiğiniz ve böylece önce zorlayarak, ama sonradan otomatik olarak sizi bir alışkanlığı kazanmaya götüren bir yöntemdir. Bir tekrar yöntemidir, aynı mantralar gibi. Böylece bilinçaltına etki edersiniz. Büyükannelerimizin biz çocukken “bir şeyi 40 defa tekrar edersen olur” sözüyle demek istedikleri gibi.
· Bu sene ödemem gereken bedeller nelerdir? Neler için ekstra çaba sarfetmeli ki istediklerimi elde edebilmeliyim?
· Her gün iletişimde bulunduğum insanlar kimler? Kimler gerekli, kimleri elemeliyim hayatımdan?
· Hayattaki her bir rolümü daha iyi nasıl yaşarım?
· Hayata ve çevremdeki herkese daha iyi nasıl hizmet edebilirim?
· Hangi noktada olduğumu bildiğime ve gitmem gereken yönde ilerlemek için neler yapmam gerektiğini bildiğime göre, 7 gün 24 saatten oluşan haftamı nasıl kullanmalıyım?
· Bir planım varsa buna uyduğumu nasıl bilebilirim ve başarımı nasıl ölçerim? Bir nevi scorecard'ım nedir ve hangi sıklıkta buna bakmalıyım?
Yukarıdaki uzun ve zaman alıcı bir çalışmadır ancak arzu eden ve azmeden herşeyi başarır. Mucizeler iman edenlerindir. Unutmayın ne istediğinizi değil, ne olduğunuzu kendinize çekersiniz ve dönüşüm önce düşünce ile başlar.
Mahatma Gandhi esasında reçeteyi vermiş...
"Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür...Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür..."
Sevgiler,
Kenan Kolday
Hayata veda etmiş bir din adamın mezar taşının üstünde yazılı olan bir yazı:
“Genç ve özgür iken, düşlerim sonsuzken, dünyayı değiştirmek isterdim. Yaşlanıp akıllanınca, dünyanın değişmeyeceğini anladım.
Ben de düşlerimi biraz kısıtlayarak sadece memleketimi değiştirmeye karar verdim. Ama o da değişeceğe benzemiyordu.
İyice yaşlandığımda, artık son bir gayretle, sadece ailemi, kendime en yakın olanları değiştirmeyi denedim. Ama maalesef bunu kabul ettiremedim.
Ve simdi ölüm döşeğinde yatarken birden fark ettim ki, önce yalnız kendimi değiştirseydim, onlara örnek olarak ailemi de değiştirebilirdim.
Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla, memleketimi daha ileri götürebilirdim. Kim bilir, belki dünyayı bile değiştirebilirdim.”
Hayat akarken değişim önce insanın kendisi ile başlar. Kendi hayatında bir fark yaratamayan başkalarının hayatında da fark yaratamaz.
Şair Deniz İnan’ın "Karşı evin annesi’ isimli şiiri 2019 yılında Avrupa’da en iyi Türk Şiiri ödülünü almıştır.
Karşı evin annesi
Sen iki ters bir düz kırgınlıklar örerken beş numara şişle
Yumuşacık kakaolu kekler yapardı karşı evin annesi
İmrenirdim.
Mutfağındaki eksik malzemeden bihaber
Tepeleme dolu kızgınlıklar yüklerdim dişlerimin arasına
Bilmezdim anne
Karşı evin babasında bitermiş iş
Bunu görmezdim
Hep başın ağrırdı
Başın, hep ağrırdı
Sırf bu yüzden bile bazı zamanlar seni sevmezdim
Küçüktüm anne.
Bilseydim evinde su faturası ödenmemiş
Çeşmeden akmayan suya isyan etmezdim
Sen iki kere ikinin dört ettiğini ekmek hesabından bilirken
Mis kokulu çamaşırlar asardı karşı evin annesi
Özenirdim.
Ellerindeki çamaşır suyu kokusundan rahatsız
Çocukça bir küskünlük eklerdim gecelerime
Oysa ellerin ruhuma akarmış saçlarımdan
Ömrümü tararmış titreyen parmakların
Bilmezdim anne.
Büyümek denen illet dayanıncaya dek kapıma
Ellerinin ne muhteşem olduğunu bilmezdim
Küçüktüm anne
Yoksa,
Gün aşırı patlayan sarı ampulü
Mumla yamayacak yüce gönlünü
Ezecek kadar ezilmezdim
Sen çalı süpürgesiyle süpürürken dış kapının ağzını
Taze boyalı saçlarını savurarak süzülürdü karşı evin annesi
Ayağında yüksek topuklu bir isyan
Düşündüm de şimdi
Ne iğreti dururdu o topukların üstünde dursan
Senin çatlamış ayakların vardı anne
Hacı şakir kokardın en beyazından
İncecik bir yemeniyle gizlerdin
Ölünce her bir teli yılan olacak sandığın sırma saçlarını
Çok yeni anladım anne
Ağaran her saç telinden üstüme düşen payımı
Çocuktum anne
Bir bisikletim olsa bütün mutluluklar benimdi
Babam eve sarhoş gelmiş geç gelmiş
Hepsi sabah sokağa çıktığımda biterdi
Bilmezdim anne
Karşı evden arta kalan çantalar dolusu giysi
Üstümüze cuk otururken
Ruhuna azap olur akarmış
Bilmezdim benim annem gözünün yaşıyla her bayram arifesi
Vitrinlere bakarmış
Sen ilkokul fişlerimi kardeşimle hecelerken
Telefonu keşfetmiş karşı evin annesi
Bilsen ne cahildin ne görgüsüzdün gözümde
Yak deseler yakacağım o dakika dünyayı yık deseler
Ne şu eski divan kalacak ne çiçekli perdeler
Şimdiki aklımla ah bir sorsalar bana
Desem,
-O tertemiz günlerim
Hani şimdi neredeler-
Ben ay sonunu nasıl getireceğim diye
Hesaplar yaparken bir gün
Oğlum nefes nefese yararak ortalığı girdi içeri
Yumuşacık kakaolu kekler yapmış dedi karşı evin annesi
Çok geç anlıyor insan anne
İlle de kendi annesi
İlle de kendi annesi
DENİZ İNAN
YAKLAŞAN EĞİTİM ve SEMİNERLERİM…
Önümüzdeki haftayla beraber İngilizce ve Türkçe ayrı ayrı ücretli ve ücretsiz bazı eğitimleri online olarak Zoom ile vermeye başlıyorum. https://tr.kenankolday.comadresinden programları takip edebilirsin.
ÜCRETSİZ E-KİTAPLARIM…
Ücretsiz 7 tane e-kitabımı indirmek ve okumak ister misin. İlgilenirsen https://tr.kenankolday.com/books adresinden indirebilirsin.
Bülteni beğendiysen ve diğer dostlarımızla paylaşmak istersen SHARE tuşuna basman yeterli. Beğendiysen paylaş ki, ışığın karanlığa hiç olmadığı kadar çok galebe çalması gereken Dünyamızın bu özel geçiş döneminde olumlu katkı sağlamama sen de yardımcı ol.
Bundan sonraki bültenlerin sana otomatik olarak gelmesi için de SUBSCRIBE NOW tuşuna basabilirsin.
Hakikatin nuru fikirlerin çarpışmasından doğar.
Değerli katkı ve yorumlarını da bekliyorum. Haftaya görüşmek üzere.
Sevgiyle kal,
Kenan