İyi haftalar sevgili dostum,
Sevgi, sağlık, mutluluk ve huzuru bütünün hayrına hayatına çektiğin ve çevrene yansıttığın harika bir hafta olmasını diliyorum.
BİLGELİK OKULU adlı ücretsiz haftalık dergimin yeni sayısında tekrar beraberiz.
Bu hafta kendimizi dönüştürmek için neler yaptığımız üstüne düşünerek yeni bir haftaya başlayalım.
BUGÜN kendin için NE YAPTIN?
Sen dünkü sen misin, yoksa bugünkü mü?
Dün bugün farklı olmak için neler yaptın, neler düşündün?
Bugününün dünden farklı olduğunu nasıl anlarsın?
Sen geçen ayki sen misin hala?
Yoksa tam bir sene önceki sen misin?
Bu sene tüm hayatın boyunca yaşadığın gibi AYNI mı yaşadın?
Aynı seneyi bu sene de tekrar ettin mi?
Tüm bu sorulara cevapların dünden bugüne kendi inşa ettiğiniz gönül kabenin inşaatına yeni bir tuğla koymadığınızı gösteriyorsa eğer...
İşte o zaman ciddi bir şekilde durup düşünmenizi öneririm zira. Hz.Mevlana diyor ki “ölmeden önce kendinizi hesaba çekiniz”. Sanırım hepimize bu mesaj kısa ve yeterli.
Sevgili dostum...
Bu dünyaya geliş sebebimiz belli bir kaderi plan çevresinde tekamül etmek. Gelişmek için buradayız dostlar.
Her gün taş üstüne taş koymadan ilerlemek yok. Taş üstüne taş koymayana gelişim yok, tekamül yok. Bir gecede devrimsel bir gelişme beklemek ise abesle iştigal olur. Zira, devrim değil evrim tekamül için esas olan. Her gün atılan küçük adımlar ile sindire sindire yapılan bir gelişim kişinin ruhunu daha da olgunlaştırır. İşte bu tür bir süreç koruğun sirkeye ve sonra da şaraba dönüşmesi süreci gibi zahmetli olsa da
Bu yüzden yukarıdaki soruları sormak elzem. Çünkü ek bir hayatın var bu bedende, bu bilinçte ve bu imkanlarla. Neden tekamülünü riske atasın ki?
Bu soruların yanıtları olumsuz ise; o zaman başka bir soru lazım...
“Seni engelleyen ne?”
Ortam, şartlar, diğer insanları, yetersiz imkanlar vs vs diyorsan. Bence hemen orada dur.
Çünkü bu tür bir düşünce sistemiyle kendini kurban yerine koyuyor hayattaki her şeyi tehdit olarak algılıyorsundur. Yani, kendi içindeki ilahi, saf ve sınırsız güce inanmayıp, çocukluktan edindiğin öğrenilmiş çaresizliklerin, kısıtlayıcı inançların, klasik düşünce kalıplarının pençesinde kıvranıyorsundur. Aklının ve ruhunun özgürlüğü yoktur demek.
Buna bir dur demek istersen, yapman gereken tek şey var “ kendine bir değişim sözü vermek”. Mavi hap, kırmızı hap meselesi yani. Seçim senin, hayat senin, Seçim ve sorumluluk insana verilen en önemli imkan olan cüz’i iradeyi kullanabilme ve hakiki insan olabilme becerisini verir.
Lütfen dostum. Kendini kaderin ipleriyle oynatılan bir kukla sanma. Ne yaşıyorsan sen seçtin, neysen onu çekiyorsun hayatına. Eksikliklerine sınanıyorsun ve sınanacaksın.
Putlarını kırmadığın sürece bunlarla sınanacaksın. Kaçsan bile kişiler değişecek, ortamlar değişecek, hikayeler değişecektir belki ama sınavın ve ana tema o eşiği geömedikçe aynı kalacaktır.
O yüzden uyan ve bir seçim yap. Hiçbir şey için geç değil. Tek yapman gereken ayağa kalkmak, kendi gücünün haddini ve aczini de bilerek farkına varmak ve değişim-dönüşüm için bir karar vermek. İnan gerisi gelecektir. Evren senin yanında olacaktır.
Sevgiler,
Kenan
Japon’lar yalnız başlarına olduklarında çoğunlukla gözlerini kapatırlar. Otobüste, trende, sıra beklerken, dişçide vs.
Gözlerinizi kapattığınızda Tanrı’nın içinizde olduğu yere, kalbinize odaklanırsınız. En çok enerjiyi gözlerden kaybettiğimizden, gözlerden kaçamayan enerjimiz içimizde kendimize kalır.
Nazar işte bu nedenle negatif bakışlı kişilerden yoğun olarak akan istenmeyen enerjidir. İçinize dönünce kötü şeyler hiç aklınıza getirmeyin.
Sevmediğiniz, negatif enerji yüklü insanları düşünmeyin. Çiçekler, sevdiğiniz hayvanlar, güzel manzaralar, şırıl şırıl akan dereleri hayal edin.
Zihin 2 şeyi bir arada yapamaz, hem iyiyi, hem de kötüyü aynı zamanda düşünemez. Salıncak misali, öne giderken arkaya gitmek olanaksızdır. Siz zihni iyi düşünmeye zorlayınca, kötü zaten kendi kendine yok olacaktır.
Negatif insanları düzeltmeye çalışıp kendinizi yormayın. Siz Yaratan değilsiniz, onlar kötülük görevlerini yapmak ve bu hayatlarındaki deneyimlerini o yönde geliştirmek üzere yaratılmışlardır, değiştiremezsiniz.
Bırakın arkanızdan söylensinler, güzel enerjinizi bu tip kişi ve olaylara harcamayın. En yakınınızda olan biri bile negatif enerji taşıyorsa ondan uzaklaşın. Bembeyaz enerjinizi, kendi siyah enerjisi ile karıştırıp, gri yapamasın.
Seviliyorsunuz, ama önce kendiniz kendinizi çok ama çok sevin.
Kalın sağlıcakla.
(Alıntı)
Bülteni beğendiysen ve diğer dostlarımızla paylaşmak istersen SHARE tuşuna basman yeterli. Beğendiysen paylaş ki, ışığın karanlığa hiç olmadığı kadar çok galebe çalması gereken Dünyamızın bu özel geçiş döneminde olumlu katkı sağlamama sen de yardımcı ol.
Bundan sonraki bültenlerin sana otomatik olarak gelmesi için de SUBSCRIBE NOW tuşuna basabilirsin.
Hakikatin nuru fikirlerin çarpışmasından doğar.
Değerli katkı ve yorumlarını da bekliyorum. Haftaya görüşmek üzere.
Sevgiyle kal,
Kenan